ÇOCUĞUMUZA
Sürekli meşguldüm o kadar sene
Seninle doyasıya oynayamadım
Sen beni çağırdın gel oyna diye
Ben bir türlü zaman ayıramadım
Giydirdim, doyurdum, seni kolladım
Sadece bunlar yeterli sandım
Bana oyuncağını getirdiğinde
Ben seni çoğu kez başımdan savdım
Yatağa yatırır seni okşardım
Sen uyur uyumaz hemen çıkardım
Şimdi o günleri çok özlüyorum
Keşke bir dakika fazla kalsaydım
Hayat ne kadar kısa, yıllar ne çabuk
Ne zaman büyüdü bu küçük çocuk
Ona dokunmak için uzandığımda
Ellerim boş kalır yüreğim buruk
Artık ne resimler ne oyunlar
Ne iyi geceler ne sarılmalar
Hepsi çok geride ulaşmak zor
Yaşanmadı sanki o güzel yıllar
Artık hiç işim yok, yapayalnızım
Günlerim çok uzun üstelik bomboş
Keşke isteklerini bir bir yapsaydım
Küçük arzuların şimdi çok şirin çok hoş
ALICE CHASE
İLETİŞİM
İletişim, dil kullanarak ya da kullanmaksızın insanlar arasındaki duygu, düşünce ve yaşantıların ifade edilme yöntemidir.
İLETİŞİMİN ÖNEMİ
İletişim toplumsal bir varlık olarak insan yaşantısının kaçınılmaz ve önemli bir boyutunu oluşturur. Belirli bir sosyal çevre içinde yaşayan insanlar farkında olsun ya da olmasınlar birbirleriyle iletişim içindedirler. Kişiler arası ve toplumsal sorunların çözümü eğitimin yanı sıra iletişimi gerektirir. Sağlıklı iletişim becerilerinin geliştirilmediği toplumlarda insanların sorunlarını çözümlemek için başlattıkları iletişim çatışmaya dönüşebilir. Çağdaş bir toplum olabilmek ve sorunlara demokratik çözümler getirebilmek için bireylerde sağlıklı iletişim becerileri geliştirilmelidir. Bu da toplumların eğitime verdikleri önemi iletişime de vermeleri ile mümkündür.
İLETİŞİM ENGELLERİ VE ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ,
1-Emir Vermek, Yönlendirmek
Yapman gerekir, yapacaksın, yapmak zorundasın.
2-Uyarmak, Tehdit Etmek
'Yapamazsın... olur.' 'ya yaparsın, yoksa...'
'Çabuk ödevini yap yoksa babana söylerim'
3-Ahlak Dersi Vermek
"...yapmamalıydın" ' ...yapmalısın'
"Büyüklerin sözü kesilmez..." 'Sorumluluklarını yerine getirmelisin'
4-Öğüt Vermek
"...ben olsam ona öyle davranmazdım..." ' Neden gidip ....yapmıyorsun'
'Bence bir daha onunla görüşme'
5-Mantık yoluyla İnandırmak
"İşte şu nedenle haksızsın..." 'Gerçek şu ki .....'
'Evet ama o sende daha küçük'
6-Yargılamak, Eleştirmek, Suçlamak
"Sen zaten ..." ' Yanlış düşünüyorsun'
7-Övmek, Aynı Düşüncede Olmak, Teşhis Koymak
"Çok güzel yapıyorsun" ' Çok başarılısın' 'Bence mükemmel resim yapıyorsun'
8-Ad Takmak, Alay etmek,
"Koca bebek..." 'Sulu göz' ' Tembel..'
9-Yorumlamak, Analiz Etmek, Tanı Koymak
'Aslında sen .....' ' '...... aslında öyle düşünmüyorsun....'
"Senin derdin yine uyumak"
10- İncelemek, Araştırmak, Soruşturmak
'Niçin....?' 'Neden ? Nasıl ? '
"Neden okuldan nefret ediyorsun "
11- Teselli etmek, Konuyu değiştirmek
'Aldırma...' 'Boş ver düzelir,'
' Daha güzel şeylerden konuşalım,'
NOT: Bu konu Çocukta Disiplin ve Sınırlar adlı bölümde daha detaylı ele alınmıştır.
İLETİŞİM ENGELLERİNİN ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
1- Korku, kaygı ya da direnç oluşturabilir.
2- İsyankâr davranışlara yol açabilir.
3- Anne babaya karşı düşmanca duygular beslemesine yol açabilir.
4- Çocukta anlaşılamama duygusu oluşabilir.
5- Kendisini savunmasına yol açabilir.
6- Çocukta kendi sorunlarını çözmede yetersiz olduğu düşüncesine yol açabilir.
7- Bağımlılık yaratabilir.
8- Kendisine güvenilmediğini düşünebilir.
ANNE BABA- ÇOCUK İLETİŞİMİNİ KOLAYLAŞTIRAN ETMENLER
Kabul
Çocuğu olduğu gibi kabul etmek.
Dinlemek
Konuşmaya davet cümlelerini kullanmak gerekir.
"Seni anlıyorum." gibi,
Etkin Dinlemek
• Anne baba çocuğu dinlerken bedensel olarak da dinlemelidir. Çocuğunuzla konuşurken beden duruşu olarak aynı seviyede olun,
• Onu dinlerken göz kontağı kurun.
• Başka şeylerle ilgilenmeyin, (gazete okumak, televizyon izlemek gibi)
• Gerekirse çocuğunuzun elini tutun, omzuna dokunun, başını okşayın
• Dokunmak ya da sarılmak özellikle çocuğun sorunu olduğu zaman kendisini güven içinde hissetmesini sağlar.
• Çocuğumuzun söylediklerini dinlerken, kendi kelimelerimizle özetleyip kısaca tekrar edin;
- Mert kitabımı aldı istememe rağmen geri vermiyor.
- Demek Mert kitabımı aldı ve vermiyor.
• Onun duygularını dile getirin;
- Mert kitabımı aldı vermiyor. (Çocuk ne hissediyor? Öfke )
- Bu durum seni çok kızdırıyor.
Etkin Dinleme, konuşan kişi ile aynı düşünceyi paylaşmayı gerektirmez. Kişinin tüm dikkatini, konuşan kişiye vermesi esasına dayanır.
Sen Dili:
Sen adam olmazsın...
Ne laf anlamaz çocuksun...
Dikkat edilirse kullanılan ifade sen mesajı veriyor sen dili kullanılıyor.
Sen dili çocuğun olumsuz davranışlarını değiştirmesinde etkili olmaz. Bu nedenle çocuk hangi davranışına kızıldığını ya da düzeltilmesi gereken davranışın hangisi olduğunu bilmez. Ayrıca olumsuz davranışın karşı tarafa nasıl bir etki yarattığı ve bu etkinin sonucunda oluşan duygu belirtilmediğinden çocuk davranışının karşıdaki kişiyi nasıl etkilediğini bilemez. Oysa çocuklar davranışını değiştirmek için güçlü bir neden duymak isterler.
Sen Dili İle Konuşmanın Çocuk Üzerindeki Etkileri
1- Bu tür ifadeler seni kabul etmiyorum, seni önemsemiyorum, sen iyi değilsin, sen değersizsin mesajları verebilir. Zamanla çocuk anne baba ile iletişimi kesebilir ve içine kapanabilir.
2- Çocuk sevilmediğini, kabul edilmediğini düşünebilir. Bu da düşük benlik algısına yol açabilir.
3- Anne baba tarafından suçlayıcı ve yargılayıcı sen mesajları alan çocuk zamanla kendisini savunmaya ve anne babasını yargılayarak karşı çıkmaya başlar. O da duygularını sen dili ile iletmeye başlar.
4- Anne babaların sürekli olumsuz davranışlarından söz etmesi çocuğun bu özellikleri ile tanınmasına neden olur. Çocuk arkadaşları ve yakın çevresi tarafından o şekilde algılanmaya başlar. Bu da çocuğun kabul edilmeyen davranışlarını değiştirmek için çabalamasını engeller.
Ben Dili
Ben dili ile konuşmak kişinin kendisinden söz etmesi ya da kendini övmesi demek değildir. Ben dili kabul edilmeyen davranışın tanımlandığı ve ne tür duygular uyandırdığının açıklandığı dürüst ve sorumlu bir kızgınlık ifadesidir. Örneğin: baba yorgun eve gelmiştir ancak çocuk oyun oynamak istemektedir. Baba bu durumda "Başımın derdisin" demek yerine "Çok yorgunum dinlenmek istiyorum." şeklinde ben dili mesajı gönderdiğinde çocuk babasının yaşadığı duyguları anlayacaktır.
BEN DİLİ İLE SEN DİLİ ARASINDAKİ FARK BEN DİLİNİN ANNE BABANIN O ANDA KENDİLERİNDE OLUŞAN GERÇEK DUYGULARINI İFADE ETMELERİDİR. DUYGULARIN İFADE EDİLİŞİNDE SUÇLAMA VE YARGILAMANIN OLMAYIŞIDIR. SEN DİLİNDE İSE SUÇLAMA VE YARGILAMA VARDIR.
En etkili ben iletileri anne-babanın gerçek duygularıyla uyumlu olan iletilerdir.
AİLEDE ETKİLİ İLETİŞİM
Etkili anne baba olmak zorlu bir savaşım gerektiren ama karşılığının da büyük ölçüde alındığı bir uğraş. Amaç, anne babalara bu zorlu savaşımda destek vermek ve onları yalnız bırakmamaktır.
Şimdi aşağıdaki diyalogu dikkatle inceleyelim:
Anne: Ah komşum ne iyi ettin de geldin. Çok memnun kaldım.
Komşu: Ya evet.
Küçük kız: Anne arkadaşıma gidebilir miyim? Çok sıkıldım.
Anne: Hayır ödevlerini yapman gerekiyor.
Küçük kız: Ödevlerimi yaptım, gidebilir miyim?
Anne: Olmaz, gidemezsin şimdi doğru yatağa.
Kız: Ama anne uykum yok ki...
Anne(komşuya): Ne kadar da ukalalaştı, cevap veriyor bir de.
Komşu: Bizde de aynı sorunlar yaşanıyor.
Anne: Bu zamane çocukları da pek şımarık canım, benim zamanımda böyle miydi cevap bile veremezdim.
Komşu: Otoriteye saygı kalmadı...
Şimdi bu diyalogda dikkatimizi çeken şeylere bir bakalım:
1- Anne kendi çocukluğu ile kıyaslıyor.
2- Çocuğunu etkin dinlemiyor. Çocuğun duygusunu paylaşmıyor.
3- Duyguyu fark etmediği gibi nasihatler vererek katı da bir tutum sergilemiş oldu.
Katı kurallarla yetişmiş bir anne babanın da çocuğa tutumu o doğrultuda olma ihtimali yüksek olacaktır. Katı yaklaşımın sonucunda da anne baba ve çocuk arasında ast üst ilişkisi oluşmuştur.
Eskilere baktığımızda baba yüce bir otorite, anne ise onun emrinde... ya çocuklar; hem annenin hem babanın emrinde. Toplum böyle düzenlenmişti. Ve herkes yerini biliyordu. Arada etkili bir iletişim var mıydı?
OLUMLU İLİŞKİLER KURABİLMEK İÇİN NE YAPMALI?
Çocuğun odasına girerken kapıyı çalan anne baba, sonucunda kendi odasına gelirken de çocuğun kapıyı çalarak girmesini sağlamış olur.
2. Eğlenceye zaman ayırmak
Günün belli saatlerinde birlikte yapılacak faaliyetler,
(Örn. Birlikte oyun oynamak, birlikte çizgi film izlemek, birlikte resim yapmak, birlikte kitap okumak, birlikte ders çalışmak, birlikte, birlikte...)
Önemli olan, ne kadar zaman geçirildiği değil, nasıl zaman geçirildiğidir.
Çocuğunuzun kendine güvenli olmasını mı istiyorsunuz? Önce siz ona güvenin.
Kendinden emin olan çocuk cesaretlendirmeye daha az gereksinim duyar.
(Dış kaynaklı "yerine iç kaynaklı cesaretlendirme, kendi kendini telkin: ben bu sınavı kazanabilirim")
4. Sözleriniz ya da Davranışlarınızla Çocuklarınıza Onları sevdiğinizi ne kadar sık belli edersiniz?
"Çocuklarınızla, geneldeki ilişkileriniz, tutumunuz sevginin göstergesidir"
Sevgi sözcüğünü duyan bir çocuk, kendine güvenli, mutlu, kendisiyle barışık olacaktır.